Görev yaptığı süre içerisinde, Trabzonspor’u 11 yıl sonra şampiyonluğa taşıyan Abdullah Avcı, şampiyonluğa ulaştığı sezonun son 10 haftasından bugüne kadar, oyun olarak takımı istediği seviyeye getiremeyip, hedeflerden bir bir kopunca, olağanüstü kongre kararı almış yönetimin önünü açmak için takımdan ayrılma kararı aldı ve sözleşmesi karşılıklı feshedilerek, yollar ayrılmış oldu. Alanyaspor mağlubiyetinden sonra sinyalini verdiği istifa kararından, daha sonra taraftarlar sayesinde vazgeçse de, her geçen haftanın Abdullah Hoca’yı yıprattığı, yadsınamaz bir gerçeklikti. Daha önceki yazılarımda, Trabzonspor’a çok değerli bir şampiyonluk kazandırdığı için minnettar olduğumuzu, fakat  sürecin bu şekilde gitmesi halinde, istenilmeyecek bir şekilde takımdan ayrılmasının çok üzücü olacağını belirtmiştim ve Abdullah Hoca kendisine yakışanı yaparak, Trabzonspor’dan tazminat istemeden ayrılık kararı alarak, önümüzdeki yıllarda Trabzonspor’un her zaman düşünebileceği bir değer olarak camianın gönlündeki yerini korumuş oldu. Trabzonspor’dan ayrılırken verilen güzel görüntüler, bundan sonraki futbolcu ve teknik direktör ayrılıklarına da örnek olması açısından çok önemliydi. Abdullah Hoca’ya bir kez daha teşekkür ediyor, bundan sonraki görevlerinde başarılar diliyorum.

Abdullah Hoca’nın ayrılışından sonra, bugün oynanan  Adana Demirspor maçına Orhan Ak’ın yönetiminde çıkan Trabzonspor, 1-0 öne geçtiği maçın ilk devresini, ilk yarının uzatma dakikalarında yediği gol ile berabere kapatırken. İkinci yarıda bulduğu 3 gol ile rakibini 4-1 mağlup ederek, çok önemli bir 3 puan almış oldu.

Maçın 8. dakikasında, Yusuf’un golüyle 1-0 öne geçen Trabzonspor’un, Belhanda’nın 22. dakikada kırmızı kart ile oyundan atılmasından sonra farkı arttıracağı düşünülürken, maalesef bu  düşüncenin sahaya yansıması tamamen ters istikamette  oldu diyebiliriz. Sanki sahada 10 kişi oynayan Adana Demirspor değil de Trabzonspor’muş gibi bir görüntüye dönen oyunda, ilk yarının uzatma dakikalarında N’Diaye’nin golü ile maçın ilk yarısı 1-1 sona ermiş oldu.

Maçın son bölümlerinde oyuna giren Visca’nın asisti ile Hugo, 78. dakikada Trabzonspor’u 2-1 öne geçirirken, 3 dakika sonra, bu kez Visca, serbest vuruştan mükemmel bir gole imza atarak farkı ikiye çıkardı. Maçın uzatma dakikalarında ise bu sezon istenileni veremeyen Umut, attığı gol ile maçın skorunu 4-1 olarak ilan etmiş oldu. Abdullah Hoca’nın ayrılığı sonrası, bu maç için kalan ve takımı bu maça hazırlayan Orhan Ak ve ekibine de teşekkür ediyor, bundan sonraki görevlerinde başarılar diliyorum.

Visca ve sonrasında Hamsik’in oyuna girmesi ile birlikte oyuna gelen kalite farkı, haliyle sonuca da etki etmiş oldu. Yalnız, yeni gelecek teknik ekibin işinin kolay olmadığını da söylemeliyim. Bu takımın bir türlü oturamayan oyun sistemi nedeniyle, oyuncuların futbol hafızalarının zarar gördüğünü söylemeliyim. Maalesef, yavaş oyun ve geriye yana pas alışkanlığı kolay atlatılamayacak gibi. Ya kadronun en az yarısının değiştirilmesi lazım, ya da gelecek teknik ekibe, uzun bir süre sabır gösterilebilmeli. Zaten ekonomik nedenlerle bir çok yabancı ile mecburen yolların ayrılması gerektiği düşünüldüğünde, kurulacak az maliyetli ve alt yapı takviyeli bir kadronun, bugünkü kadrodan daha verimli olacağı bir gerçektir.

Ara transferde, Gaziantep’ten takıma kiralık olarak katılan Markoviç’i çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.

Olağanüstü Kongre’de, Ertuğrul Doğan’ın adaylığını açıklamasından sonra, Ahmet Ağaoğlu’nun da başkanlığını açıklayacağı basında yazılmakta. Keşke anlaşıp tek bir liste ile güçlenerek ve hatalarından ders almış bir şekilde  kongreye gidebilseler. Bu çok zor görünse de imkansız değil. Bu insanlar, 1 hafta önce aynı yönetimdeydiler. Eğer bu birlikteliği sağlayamayacaklarsa, Trabzonspor’a zarar vermeyecek ve Trabzonspor’a yakışır bir şekilde yarışıp, kazanan adaya destek vermeliler. Trabzonsporlu olmak bunu gerektirir…