Trabzonspor’da oynadığı süre boyunca taraftarların en çok sevdiği isimlerin başında gelen Abdullah Avcı geldikten sonra sürpriz bir şekilde takımdan gönderilen Pereira Goal.com sitesine konuştu!

Bordo-mavililerin eski sağ beki, Türkiye'den ayrıldığından bu yana ilk kez konuştu.

2017-2021 yılları arasında Trabzonspor'da forma giyen sağ bek Joao Pereira, Fırtına'dan ayrılmasından bu yana ilk kez konuştu.

Geçen sene Sporting CP'de futbolu bırakan Pereira, şimdi kulübün U-23 Yaş Altı Takımı'nda antrenörlük yapıyor.

Eski sağ bek, Portekiz'de Burak Çubukçu'nun sorularını yanıtladı ve Trabzonspor'dan ayrıldığı döneme, Türk futbolunun transfer stratejisine, bordo-mavili kulübe olan sevgisinden bahsetti.

İşte sorularımız ve Pereira'nın yanıtları...

Futbol hayatınızı kısa süre önce noktaladınız ve Sporting U23 teknik ekibine katıldınız. Antrenörlük, futbolculuktan farklı bir meslek. Yeni işinizle ilgili her şey yolunda mı?

"Sporting'de şampiyon olduktan sonra tekrar bu aile içerisinde antrenör olarak şans bulmam benim ve ailem için çok iyi oldu. Antrenörlük futbolculuğa göre oldukça farklı. Çok daha fazla çalışıp odaklanmanız gerekiyor. Futbolcuyken sadece kendinizden sorumlusunuz. Antrenörken ise devamlı geliştirmeniz ve kazanmanız gerekiyor. Burası dünyada en çok futbolcu yetiştiren kulüplerden birisi. Benim için oldukça iyi bir tecrübe."

Sporting CP'yi 19 yıl aradan sonra bir önceki sezon şampiyonluğa taşıyan teknik direktörü Rubén Amorim'i sormak istiyorum. Başkan Varandas onu Braga'dan 10 milyon euro bedelle takımın başına getirdi. Türkiye'de bizim pek alışkın olmadığımız bir durum bu. Sporting yüksek bedelle oyuncu dahi transfer etmezken, Amorim'i istedi ve kendisi oldukça da başarılı oldu. Onunla ilişkiniz nasıl ?

"Rubén çocukluk arkadaşım. Minik takımlarda beraber oynadık. Milli takımda birlikte oynadık. O dönemde Rubén için ödenen 10 milyon euro oldukça fazla konuşuldu ancak şu anda bu paranın oldukça az kaldığını görüyoruz. Hatta 20 milyon euro'nun bile az olduğunu düşünüyorum. Onun döneminde şampiyon olduk. Nuno Mendes, Matheus Nunes, Palhinha onun döneminde parladı ve 100 milyon euro civarında para kazandırdılar."

Türkiye'de antrenörlere bonservis ödenmez ancak ligin standardına göre oyunculara ödenen maaşlar ve bonservisler oldukça fazla. Türkiye'de aslında bu bir çıkmaz. Gençlere yatırım hep konuşulur ama günün sonunda bu pek gerçekleşmez. Türk takımlarının transfer politikalarını nasıl görüyorsun ?

"Artık orada olmadığım için bunu rahatça söyleyebilirim. Çok klasik olacak ama tüm Türk takımları hedefi olan aç oyuncuları transfer edip ya da yetiştirip sonrasında satacakları bir sisteme sahip olmalı. Geçmiş kariyeri başarılarla dolu yaş almış oyunculara yüklü maaşlar verdiğinizde bu oyuncular kendilerini çok konforlu hissederler. Olması gerektiği kadar performans verme olasılığı fazladır. Ancak genç isimlerin hırsları ve hedefleri daha fazladır. Tabii ki doğru isim olmaları kaydıyla.

2017 yılının ocak ayında Trabzonspor'a geldiniz. Siz geldiğinizde takım 14.sıradaydı. Gelişinizden sonra Trabzonspor ligi 6. sırada bitirdi hatta takım Avrupa kupalarına katılacak noktaya geldi. İlk geldiğiniz dönemi nasıl değerlendirirsiniz?

"Dediğiniz gibi 14. sıradaydık ve benim çıktığım ilk maç Bursaspor maçı oldu. Deplasmanda N'Doye kırmızı kart görmüştü ancak yine de kazanmıştık. Sonrasında işler yolunda gitti ve işler yolunda gittikçe kazanmaya başladık.

"10 maçta sekiz galibiyet ve iki beraberlik aldık ancak sonrasında Avrupa kupaları vizesini kaçırdık. O sezon Avrupa kupalarına katılma şansımız vardı ancak gidemedik. Bir sonraki sezon ligi 5. bitirdik ve sonra 4. olduk. Başakşehir ile yarıştığımız sezonda da kıl payı 2. olduk.

"Yıllar içerisinde gelişen bir takımdık. Belki çok pahalı bir kadromuz yoktu ancak birlikte mücadele edebildik ve o hırsı, tutkuyu sahaya yansıtabildik."

Trabzonspor taraftarının size yaklaşımı nasıldı ? Taraftar için neler söylersin ?

"Yurt dışı kamplarında, Trabzon'dan binlerce kilometre ötede birçok taraftar gördüğümde çok şaşırmıştım. Bu tutku Portekiz'de veya diğer ülkelerde olandan farklıydı. Sanırım Trabzonspor'un şampiyonluğu için elini kesecek birçok taraftar vardır. Bana ve aileme her zaman herkes çok samimi davrandı. Trabzon'da veya Trabzon dışında hep sevgilerini gösterdiler."

Yakın bir zaman önce Trabzon'u tekrar ziyaret ettiniz. Genelde yabancı futbolcular sözleşmeleri bittikten sonra yeniden Trabzon'a gelmezler. Trabzon şehri ile ayrı bir bağınız var gibi.

"Trabzonspor'da dört yıl oynadım. Kariyerimde en çok kaldığım yer Trabzon oldu. Birçok arkadaşım var, ailecek birçok anımız var. Büyük oğlum Gabriel, Lisbon'da doğdu ama ilk yıllarını orada geçirdi. Trabzon'da sevdiğim çok insan var. Onların Portekiz'e gelmesi vize sebebiyle zor olacaktı. Biz de Trabzon'a geldik ve sevdiğimiz insanları yeniden gördük. İleride çocuklarım Trabzon'a gitmek isterlerse onları bunun için cesaretlendiririm."

Takımın şu anki teknik direktörü Abdullah Avcı'nın gelişi sonrası 3-4 maç forma giyip yedek kulübesinde beklemeye başladınız ve sonrasında da 2021 yılının ocak ayında geldikten 4 yıl sonra ayrılık süreci oldu. Ayrılık süreci nasıl oldu ? Başkan Ahmet Ağaoğlu ve Abdullah Avcı ile ilgili neler söylersiniz ?

"Esasında tam olarak o dönem neden gönderildiğimi bilmiyorum. Sanırım kimse bilmiyor. Çünkü hep çok iyi çalıştım ve kaptan olarak tüm sorumluluklarımı aynı ciddiyette devam ettirdim. Trabzonspor'un harika bir başkanı var. Kendisi ile ilgili en ufak bir kötü düşüncem yok. Her zaman benimle ve ailemle yakından ilgilendi. Maaşım hep zamanında yattı. Çok başarılı bir başkan olduğunu söylemeliyim.

"Abdullah Avcı ile de o dönem herhangi bir şey yaşanmadı. Dediğim gibi hâlâ neden gönderildiğimi tam olarak bilemiyorum. Trabzonspor'da son maçıma 16 Ocak 2021 tarihinde Antalya deplasmanında çıktım ve o maçta sonradan oyuna girip iyi oynamıştım.

"Maç sonunda eşimi arayıp, 'Tekrardan şans bulacağım' dedim. Geleceğe dair umudum artmıştı. Ancak dönüşte Abdullah Avcı beni çağırdı. Tercümanla hazır bekliyorlardı. İnanın bana gönderilmeyi bir kenara bırakın, yeniden takım için önemli bir parça olacağımı söyleyeceğini düşünüyordum.

"İlk defa orada beni kadroda düşünmediğini ve başka oyuncularla devam edeceğini iletti. Nedenini sordum. 'Kötü mü çalışıyorum yoksa başka bir problem mi var?' diye sordum, ancak çok net cevap alamadım. Sonrasında konuşmayı sonlandırdık. Ne takım arkadaşlarımla, ne yönetimle ne de teknik direktörle bir sorunum olmamıştı."

Ayrılık sürecinde bir kez mi konuştunuz ?

"Evet sadece orada konuştuk. Takıma ilk geldiğinde takımla ilgili fikir alışverişimiz olmuştu. Sonrasında da bu olay için konuştuk."

Sonra neler oldu ?

"Futbol kariyerimin o döneminde kendimi iyi hissediyordum. Hâlâ oynamak için içimde tutku vardı. Başkanı aradım durumu ilettim. 'Oynamak istiyorum' dedim. Başkan, 'Hocanın kararı sanırım bu yönde. Başka oyuncularla devam etmek istiyor' dedi. Sonrasında da ayrıldım.

"Çünkü altı ay sadece antrenman yapamazdım. Sporting'in teklifi oldu ve devre arası ayrıldım. Bugüne kadar bu konu ile ilgili ilk defa konuşuyorum. Takımdan hemen ayrıldıktan sonra konuşmak istemedim. Başka şekilde anlaşılabilirdi.

"Sadece üzüldüğüm nokta şu oldu; takımdan ayrılığım kesinleşince kulüp çalışanlarına ve eski takım arkadaşlarıma veda edemeden ayrıldım. Herkese veda etmek istedim ama yapamadım."

Son olarak, Portekiz'in Dünya Kupası için şansını nasıl görüyorsun? Kupayı kazanabilecek iyi bir kadronuz var...

"Favori olduğumuzu düşünmüyorum. Brezilya, Fransa, Arjantin, Belçika gibi takımlar daha favori durumda. Ancak kuraya göre maç maç bakıp ilerleyebiliriz."