Trabzonspor’un en çok konuşulan ismi Yusuf Yazıcı’nın, Fransız kulübü Lille ile olan transfer pazarlığında son aşamaya girildi. Lille’den 20 milyon Euro isteyen Trabzonspor, aslında 18-20milyon Euro arası bir teklif geldiği an Yusuf’u gönderecek. Fransızların en son teklifi 15 milyon Euro! Fakat Lille, 18’i hatta 20’yi gözden çıkarmaya çok sıcak görünüyor.

Yusuf Yazıcı transferi için sosyal medyada hatta ulusal kanallarda oyuncuya eleştiriler başladı. Bunları hiç sağlıklı bulmadığımı ifade etmek isterim. Trabzonspor’un genç ve başarılı oyuncusu, transferde ne kadar yetkili olabilir ki? Durumu sizlere, kısaca şöyle özetlemek isterim.

Kulübü ile uzun yıllar daha sözleşmesi olan bir futbolcunun, kendisinin gitmek istemesi hiçbir anlam taşımaz. Yusuf’un bu sezon, “İlle de ayrılacağım” şeklinde bir tutumu hiç olmadı. Bir defa bunu herkes böyle bilmeli. Yusuf, “Eğer gitmem, bu kulübe bir şey kazandıracaksa giderim. Kalmam daha yararlı olacaksa kalırım” mantığı ile hareket etti sürekli olarak. Bu noktada da yönetimin bakışını hep dikkate aldı.

Geçmişe dönük tüm borçlarını banka üzerinden yapılandıran Trabzonspor, bu sezon için geçmişe dönük borç ödemeyecek olsa da, kulübün dönmesi için nakit paraya çok büyük ihtiyaç duymaktadır.  Bugünden itibaren, ta ki 31 Mayıs 2020 tarihine kadar, yaklaşık 20milyon Euro sıcak bir paraya ihtiyaç duyuluyor. Zira kulüpteki oyuncuların yıllık maliyeti, deplasman giderleri, yeni transfer giderleri, belki Ocak ayında yapılabilecek ara takviyeler, personel giderleri gibi tüm giderlerin toplam maliyeti 20 milyon Euro seviyesinde! Yani bu para mutlaka kasada olmalı.

İşte bu noktada gelirleri yeterli olmayan Trabzonspor, bu sıkıntıyı Yusuf’u satmakla aşmayı hedefliyor. Yusuf kesin olarak gider mi? Gidecek gibi duruyor ama belli de olmaz. Burada özellikle karar verici mekanizmanın Berat Albayrak olacağını düşünüyorum. Son onayı bakan beyden almadan, satamazlar bana göre. Duyduğum kadarı ile sayın Ağaoğlu ve bazı arkadaşları da, bakan beyi ziyarete hazırlanıyor!  Eğer Yusuf Yazıcı satılırsa, bilinsin ki bunda en son sorumlu olan Yusuf Yazıcı’dır. Daha önceki yıllarda, bir çok oyuncu da bunu defalarca  görmüştük. Özellikle Yattara’nın satılışında da! Kamuoyu baskısından korkan yönetimler, topu genelde oyuncuya ya da menajerine pas ederler! Şu an Yusuf Yazıcı olayında da durum budur. Yani bu bir yöntemdir. Taraftara hedef olmak, baskı altında kalmak istemeyen yönetimlerin, topu deyim yerindeyse ‘taca atma’ politikasının bir versiyonunu  yaşıyoruz bugün.

Trabzonspor’da Yusuf Yazıcı’nın Avrupa’ya gitmesini isteyen yönetimdir. Bu böyle bilinmeli. Yusuf ve menajerinin imalı ya da doğrudan açıklamaları, aslında yönetim direktifi ve izni ile olan gelişmelerdir. Başına buyruk izlenen şeyler değildir.

Trabzonspor, eğer doğru transferler yapabilecekse,(Santrafor, stoper) Trabzonspor yönetimi eğer takım içi bütünlüğü sağlayabilecekse, Trabzonspor yönetimi Yusuf’u 20 milyonun altında satmayacak ve alınacak parayı efektif kullanıp, hiçbir müsriflikte bulunmayacaksa, Yusuf Yazıcı’nın yeri doldurulabilir ve bu karlı bir ticaret olur. Şayet para yanlış kullanılacak, Yusuf 15 milyon Euro’lara satılacak, takım içi ahenk olgusu darmadağın edilecek, ‘nasılsa paramız var’ mantığı ile bundan sonraki süreçte şımarık ve gerçeklere aykırı bir politika izlenecekse; Yusuf’a da, Trabzonspor’a da yazık olur. Yani kaş yapayım derken, gözü çıkarmak gibi bir hale dönüşür!

Sonuç itibarı ile Yusuf Yazıcı’nın 20 milyon seviyelerinde satılması, ticari olarak, bugünkü kulüp gerçekleri de ortadayken,  karlı bir iştir. Hele ki bir sonraki satıştan da pay alınırsa! Fakat dedim ya, böylesi bir satışın, Trabzonspor yönetiminde nasıl bir denge değişikliği yapacağını bilemiyoruz. Belki de kulübün içindeki transfer simsarları(!),  “para var” mantığıyla yeniden azarak, bu parayı heba etmek isteyeceklerdir. Burada en önemli denetim mekanizması ve karar verici sayın Berat Albayrak ile sayın Ahmet Ağaoğlu olacaktır.  Yusuf Yazıcı’yı satma düşüncesi, isteği, arzusu tamamen yönetim tasarrufu ve planıdır. Bu böyle biline! Az bir ihtimal ama şunu da söyleyeyim. Bir bakmışsınız ki, Yusuf değil de küçük dev adam Abdüş yolcu gitmiş! Belli mi olur!