‘’Küçükken Trabzonspor taraftarı değildim. Takım tutmuyordum. Oynadığım takım neyse onu tutuyordum. Giresunspor'a sempatim vardı. Babam Trabzonlu. 13-14 yaşlarından sonra Trabzonspor'u tutmaya başladım. 61 numaralı formayı ben talep ettim.

 Adım ve soyadım nedeniyle 61 numaralı formanın bana çok yakışacağını söylemişlerdi. 2003 yılında Trabzonspor'un kaptanı oldum ama kendimi kaptan gibi hissedemedim. 23 yaşındasınız ve Trabzonspor gibi büyük bir kulübün tüm sorumluluğu üstünüze yükleniyor.  Kaptanlık gurur verici oldu ama omzuma ağır yükler yükledi. Fatih Tekke takıma gelmişti, bizim abimizdi. Bizden daha önce takıma yükselmişti. Ben de kaptanlığı o dönem Fatih'e vermiştim. Fatih, birlikte oynadığım en iyi futbolcuydu.

Hatasız kul olmaz. Geriye baktığım zaman keşke bu olay yaşanmasaydı. Hatalarım, başarılarım ve üzüntümle bu benim hayatım. Benim için kara bir sayfa. Ama ben o dönemde alabileceğim dersleri aldım ve futbol hayatıma devam ettim. Karanlık bir sayfa. Geride çok takılmadım ve yoluma devam ettim. Kariyerimi etkilemiş olabilir. Ama ben o cezayı çektikten sonra onu unuttum. Vicdanım rahat. Gereken şeyleri söyledim ve konuyu kapattım. Bu olay benim en büyük pişmanlığım.

Trabzonspor'da oynarken İstanbul'un büyük takımlarından teklif aldım. Hepsinden teklif aldım. Hepsiyle anlaşmaya çok yaklaştığım zamanlar oldu. Kulübüm beni satmak isteseydi Fenerbahçe 'ye giderdim. Neden gitmeyeceğim? Sonuçta futbol bir ticaret. Kulübünüze iyi bir para kazandırabiliyorsanız her futbolcu her takıma gidebilir. Şu anda da gidebilirler. Trabzonspor'da oynarken Fenerbahçe'nin eski başkanı Aziz Yıldırım'la görüştüm. Menajerim ve ben bütün takımlarla görüştük.’’ İfadelerini kullandı.