Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul ve Ankara seçimlerindeki şüpheli iddialara dair çok önemli açıklamalarda bulundu. "Biz İstanbul ve Ankara'da seçimi kazandık" diye sözlerine başlayan Erdoğan sürecin hala devam ettiğinden dem vurdu.
AK Parti’nin 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının açılışını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Esasen biz İstanbul ve Ankara’da kaybetmedik, tam tersine seçimi kazandık. ‘Sayın Genel Başkan ne diyor’ diyenleriniz çıkabilir, her şeyden önce kazanmak nedir, kaybetmek nedir, bunun üzerinde durmak gerekir. İstanbul’da 39 ilçenin 24’ünde AK Parti, birinde ittifak ortağımız MHP, 25 ilçeyi Cumhur İttifakı olarak almış bulunuyoruz. Kalan 14 ilçede de muhalefet ipi göğüslemiştir. 25’e 14. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisindeki toplam 312 üyeden 176’sı AK Parti’ye, 4’ü MHP’ye, 132’si ise diğer partilere mensuptur. Ankara’da da durum farklı değil. Başkent’imizdeki 25 ilçe belediyesinden 19’unu AK Parti, 3 tanesini MHP aldı, onlara 3 tane kaldı. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisindeki 147 üyeden 88’i AK Parti’ye, 19’u MHP’ye, 40’ı diğer partilere mensuptur. İlçelerinde ve belediye meclislerinde ezici çoğunluk elde ettiğimiz her iki yerde büyükşehir belediye başkanlıklarını nasıl kaybettiğimizi elbette sorguluyoruz. Seçim kanunundan doğan itiraz ve düzeltme hakları bundan önceki seçimlerde de tüm partiler tarafından kullanılmıştır. CHP, diğer pek çok konuda olduğu gibi demokratik hakların kullanılmasında da sınıfta kalmıştır. CHP’liler itiraz sürecini hukuki bir mesele olmaktan çıkartarak seçimlere gölge düşürmeye, milletin kafasında istifam oluşturmaya çalışıyor. 16 Nisan Halk Oylamasının ardından CHP Genel Başkanı ve CHP yöneticileri tarafından yapılan açıklamalar arşivlerimizde duruyor. Neler konuştuklarını gayet iyi biliyoruz” açıklamasında bulundu.
İstanbul’da verdikleri mücadele sayesinde 15 bine yakın oyu gasp edilmekten kurtarılmasının dahi itirazlarının ne kadar haklı olduğunu gösterdiğini söyleyen Erdoğan, “30 bin fark diyorlardı, bu düşe düşe 13 bin küsüre kadar düştü, daha da düşecek. Son verilerle düşmeye devam ediyor. Burada çok ciddi bir örgütlü organizasyon söz konusu. Elimizdeki belgeler bunu gösteriyor. Kamu yöneticiliği vasfı taşıyanların memur sıfatı ile orada olması gerekirken, kamu yöneticisi olmadığı halde, bankalardaki işçi statüsünde diyebileceğimiz kişilerin sandıklara memur gibi sokuşturulması yenilir yutulur, bugüne kadar uygulanmış bir şey değildir. İş Bankası, Şeker Bank, Garanti Bankası, Fiba gibi bankaların yüzlerce, binlerce mensubu buralarda memur statüsüyle görev almıştır. Dün İş Bankası bir açıklama yaptı, ‘bunları bizim bilgimiz dahilinde değil’ diye. Biz zaten sizin bilginiz dahilindedir diye bir iddianın içinde değiliz ama sizin görevlilerinizin buralarda görev aldığını ifade ediyoruz. Sandığın itibarını zedelemeden, demokrasimize gölge düşürmeden, kurumlarımızı yıpratmadan milli iradenin en doğru biçimde tecelli etmesi için partimizi everilen oyların takibini elbette yapacağız” dedi.