Amiral Cihat Yaycı’dan Doğu Akdeniz tespiti:

Ege adalarında ABD üslenmesi hızlandı.

YORUMU:

Fetometrenin mucidi amiralimiz, tehlikenin boyutuna dem vuruyor....

Bize dair bir şeylere belli ki hazırlık var ve bunun planları düne dair de değil...

En yakın haliyle 1991 Körfez savaşı en uzak haliyle ezoterik manada arzı mevud...

Etrafımız ateş çemberi...

" Bizim için asıl tehdit İran değil Türkiye’ diyen ve etrafımızı çeviren,

Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Mısır, Yunanistan gibi maşalarını üstümüze salan

S400 e belli ki bize bir hava saldırısı düzenleyeceği için karşı çıkan, D. Akdeniz'de size yer yok diyen, İsrail'e biat eden ve bu uğurda Kudüs’ü peşkeş çeken,

binlerce PYD’ li teröristi sınırımıza yerleştiren ve binlerce tır silahla onları donatan, Batı Trakya' ya kadar burnunuzun dibine asker yığan, dolar operasyonuyla ekonomimizi felç eden, tatbikat kılıflı simülasyonlarla Türkiye işgaline hazırlanan

Vs vs

Bir ABD gerçeği " varken

yeni askerlik yasası neticesinde, altı ayını dolduran 130 bin askeri terhis etmek neyin nesi...

Zaten neredeyse hemen hemen her gün Feto soruşturması kapsamında muvazzaf üst rütbeli askerler gözaltına alınıyor...(Ki doğru da yapılıyor... )

Tabi ki devletin bir bildiği vardır...

Ezcümle...Bizim gördüklerimiz bunlar...

.............................................................

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından açıklanan yeni eğitim sistemine göre Türk Dili ve Edebiyatı, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile Bilgi Kuramı dersleri zorunlu diğer tüm dersler seçmeli olmuştur. Yeni eğitim sistemi ilk olarak 2020-2021 eğitim yılında uygulanacak...

YORUMU:

Dil, din, tarih… Her üçü de birbirinin tamamlayıcısıdır, biri olmazsa diğer ikisi eksik kalır. Bu minvalde Türk Dili ve Edebiyatı , Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi zorunlu tutulmuş ancak bu halkanın tamamlayıcısı olan Tarih, seçmeli ders olarak sistemde belirtilmiştir.

Tarih, bir milletin DNA’sıdır…

Sayın Bakanımızın üstünde durduğu, çocuklarımızın öz geleceklerini yazmaları hususu, öz geçmiş olmadan öz gelecek yazılamaz TARİHİ gerçeğiyle /gerekçeleriyle ancak izah edilebilir.

Yahya Kemal’in dediği gibi, kökü mazide olan ati… Ya da Akif’in Asım nesli şuuru…

Bu minvalde TARİH dersi asla seçmeli ders olmamalı, olamaz, olmaz...

Soyadını tarihe damga vurmuş bir devletten alan sayın Bakan, lütfen...

bu gençleri Tarih ZİYAsından mahrum etme...

Ezcümle... Tarih, tarih olamaz...

...................................................................................................................

Galatasaray, üst üste 2. kez sezonu zirvede kapatıp, lig tarihindeki 22. şampiyonluğunu elde etti.

YORUMU:

Çocukluğumuzda Sadık Deda"lar, "Oğuz Sarvan" gibi çok çok tartışılan hakemler vardı ama futbol böyle bir endüstri değildi...

Milyar dolarlık yayın ihaleleri, bahis oyunları, kompleks stadyumlar, devasa transferler, reklam gelirleri, sponsorlar, localar vs... yoktu.

Ama TFF hep böyleydi... Hiç ama hiç değişmedi...

MHK üzerinden vitrine atılan hakemler, işin görünen kurban kısmı,maşa ve piyon unsuru...

Balık baştan kokar her daim...

Ama bu baş, akla geldiği şekliyle siyaseten bir baş değil...

Her ne kadar öyle gözükse de( şike süreci vs) çok daha derinde bir yapı var...

Bir baronlar lobisinden mürekkep bir oluşum bu...

En az kırk yıldır Türk futbolunu özellikle bunlar şekillendiriyor...

Hakemleri bunlar çekirdekten alıp bir yerlere getiriyor, biat etmeyenleri bunlar tasfiye ediyor...

Kimin FIFA kokartlı olacağını bunlar belirliyor.

TFF başkanı kim seçilirse seçilsin

kimin şampiyon olacağına bunlar karar veriyor...

Aksini iddia edenler hafızasını yoklasın,

Trabzonlu Federasyon başkanları ve Spor Bakanları da görev yaptı. ( üstelik Trabzonspor’da başkanlık da yapmış)

Ve biz en çok bu dönemlerde mağdur edildik...

Çünkü bu klik baştakilerine ya da baştaymış gibi görünenlere böyle mesaj veriyordu...

Ve bu yapı her ne kadar üç büyükler üstünde titrese de ve hatta Fener' i en çok ön plana çıkarır gibi görünse de asli unsur Masonların kurduğu ve simgesi aslan olan takım olmuştur her zaman. ( sevenlerini tenzih ediyorum).

8-0'lık Ankaragücü maçı ve kaleci Zalad çirkefliğinden tutun da

bir GS- BJK maçından sonra hakemliği bırakmak zorunda kalan Ali Aydın'ın dan ve Deniz Ateş Bitler kepazeliğine kadar her şeyin arkasında malum kulüp vardır.

Üç yıl önce Titanic misali batık bir takımı,

geçen yıl pierro belgeli net 11 ofsayt golle,

bu sene "VAR ama yok" teknik nakavt hileleriyle,

Terim önderliğinde Hasan ŞAŞ denilen futbol psikopatlarının saha içindeki her türlü çirkeflikleriyle,

maşa hakemlere de hükmeden futbolun masonik derin baronlarıyla

Vs vs....

düze çıkarttılar...

Nice takımın emeklerini gasbeden bir takımı kim tebrik ederse etsin....

Benim hisseme düşen söz, en hafif tabiriyle yazıklar olsun kelamıdır...

Ezcümle... Yürü be ASLAN'ım...(!)

................................................................................................

Juventuslu futbolcu Cristiano Ronaldo Ramazan ayı dolayısıyla Filistin'e 1.5 milyon dolar bağışladı.

YORUMU:

Afrika' da bir su kuyusunun maliyeti 5-10 bin lira... Günde sekiz saat yürüyüp su taşıyan sekiz yaş ve altında binlerce çocuk var...

Somali' de, Yemen' de ve dünyanın birçok yerinde açlıktan ölen yüz binlerce bebek / çocuk var...

Bu ülkede on binlerce muhtaç insan var...

Hal böyleyken

Murat Boz,

Beylikdüzü basta olmak üzere birçok yerde hatrı sayılır mülkiyeti olan İmamoğlu'na 100 bin lira bağışladı, muhtemelen diğer sanatçılar da verdi ya da vermek zorunda kaldı, bilemem...

Fener' e ‘FENER OL’ kampanyasına istinaden on binlerin desteğiyle iki gecede 55 milyon TL toplandı....

Bu minvalde, hiçbiriniz bir Ronaldo etmezsiniz...

Ayet Dilinde Ezcümle:

“İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.” (Bakara, 277)

.......................................................................................................................................................

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 19 yıl aranın ardından yeniden faaliyete geçen Balıkesir SEKA Fabrikası'nın hurda kağıttan üretim yapacağını belirterek, "Özel teşebbüs eliyle 140 milyon avroluk yatırım yapıldı. Bu yatırımın karşılığında yıllık 150 milyon dolarlık ithalatın önüne geçilecek ve kağıdı ülkemizde üretebileceğiz." ifadelerini kullandı.

YORUMU:

İKİ E' de 17 yıldır istenilen başarıyı gösteremedi iktidar...

EGİTİM, EKONOMİ...

Eğitimde hala 1947' de ABD ile imzalanan Fulbright anlaşmasının izleri silinemedi ve ondandır ki sistem sürekli değişiyor ama ortalama yüz kelime ile konuşan; tarih, dil ve din şuuru olmayan, sadece üniversite mezunu, diplomalı cahil bir gençlik

eğitimi(!) devam ediyor.

Ekonomide de Özal ile başlayan liberal ekonomi modeli sür(tün)üyor...

1994,2001,2001 krizlerinin ardından temeli oluşturulan, üretim odaklı değil de paraya yani borca dayalı sistem yani sıcak para, paradan para kazanma, IMF tetikçisi Derviş modeli

devam ediyor...

Her iki E' de de yıllardır reform ve değişim şeklinde açıklanan programlar

aynı sazın tellerinin yerinin değiştirilerek yeni bir enstrüman icat ettik demeye benzeyen unsurlardı maalesef...

Ya da reform diye kendimizi kandırdığımız yalanlardı…

Teli ya da tellerin yerini değil, sazı değiştirmektir reform...

Hele ki ekonomide devlet, denge unsurudur.

Zamanın soygun düzenlerinin en büyük kamburu olan KİTleri referans göstererek her şeyi özelleştirmek,

devleti sadece denetleyici konumda görmek

bu iktidarın en büyük yanılgılarından biriydi...

Yani,

Devlet eli ve desteğiyle, tarım çalışanlarının kurduğu, kuracağı kooperatif sistemi sağlıklı çalışabilseydi soğan ve patatesi 8 liradan sofraya getirmezdik...

Ya da zarar ediliyor diyerek kapatılan,satılan birçok kurumdan devlet el çekmeseydi

bugün bu operasyonları yemezdik ve işsizlik oranlarında da zirve seviyelere çıkmazdık...

 

Ekonomide bu mevcut düzende Damat Bey veya daha sonra gelecek bakanlar ya da hükümetler hangi paketi açıklarsa açıklasın, reform diye hangi tellerin yerini değiştirse değiştirsin ya da aynı sazı tamir ederek göz boyarsa boyasın sonuç alınamayacaktır.

Aynı şeyler eğitim için de geçerlidir...

Ekonomide Sayın Varank'ın Amerika'yı yeniden keşfetmediği,

üretim ve teşvik edici devletleşme,

eğitimde ise kökleşme ve tabela adıyla değil de özüyle ruhuyla millileşme referans alınmalıdır...

Ezcümle... 2E, yad bize...