Başkan Genç, mesajında 28 Şubat'ın ülke yönetimini ve ekonomik kaynaklarını antidemokratik uygulamalarla ele geçirmek isteyen orduda, medyada, iş dünyasında ve siyasette çöreklenmiş bir avuç vesayet odağının demokrasiye ihanet girişimi olduğunu belirtti.

Başkan Ahmet Metin Genç; Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın başbakan, Tansu Çiller'in başbakan yardımcısı olduğu 28 Şubat 1997 tarihinde yapılan Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan ve 28 Şubat sürecine yol açan sözde irticayla mücadele kararlarının asıl hedefinin REFAHYOL Hükûmetinin dağıltılması olduğunu dile getirdi.

“MİLLET İRADESİNİ İPOTEK ALTINA ALMAK İSTEDİLER”

Türkiye'de her dönemde halkın iradesini içine sindiremeyerek cebir ve şiddet yoluyla iktidarı ele geçirmek isteyen mahfiller olduğuna işaret eden Genç, "Maalesef üzülerek belirtmek isterim ki, cumhuriyet kurulduğu günden beri ülkemiz çeşitli darbeler ve darbe girişimlerine maruz kalmıştır. Demokrasiyi, cumhuriyet rejimini ve hukuk devleti ilkelerini bahane ederek millet iradesini ipotek altına alan vesayet odaklarının milletimizin vicdanında açtığı yaraları hâlâ daha içimiz burkularak hatırlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

“ÜLKEMİZE ÇOK ZAMAN KAYBETTİRDİLER”

Genç, 28 Şubat'ı inanç ve fikir hürriyetine en büyük darbenin vurulduğu tarih olarak nitelendirerek şöyle devam etti: "Demokrasiyi, hukuku ve laikliği istismar eden vesayet odakları, Türk milletini kendi dar görüşlerinin boyunduruğu altına almak için darbelerle bu ülkeye çok zaman kaybettirmişlerdir. Bu vesayet odakları nedeniyle ülkemiz ekonomik kalkınmaya ve teknolojik gelişmeye ayıracağı zamanı hiçbir zaman bu ülkenin değerleriyle bağdaşmayan, içeriği boş, kısır tartışmalara harcamıştır. İnanç ve fikir hürriyetine en büyük darbenin vurulduğu 28 Şubat'ta sırf inancı ve giyiminden dolayı mütedeyyin kesimin aşağılandığı, kendi öz vatanında adeta ikinci sınıf bir insan muamelesi reva görülerek ötekileştirildiği bir dönemi yaşamak zorunda bırakıldık. Başörtülü kardeşlerimizin üniversite kapılarında hakarete maruz bırakıldığı, yerlerde sürüklendiği, başlarını açmaya zorlandığı, bunun için ikna odalarının kurulduğu 28 Şubat'ı hatırladıkça hala daha vicdanımız kanamaktadır.”

“HAK İHLALLERİ SONA ERDİ”

27 Nisan E-Muhtırasıyla FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin 28 Şubat'ın devamı olduğuna dikkati çeken Genç, şunları kaydetti: "Bugün en büyük tesellimiz yapılan hukuki düzenlemeler ve zihniyet dönüşümüyle beraber ülkemize hiçbir faydası olmayan, güzide vatandaşlarımızın mağduriyetine neden olan, milletimizin öz değerleriyle ve inancıyla bağdaşmayan yasakların ve hak ihlallerinin son bulmuş olmasıdır. Yüz binlerce insanın sırf inancından dolayı kamudan ve ordudan ihraç edildiği 28 Şubat'ın müsebbibleri hiç şüphesiz ki günümüzde de varlıklarını sürdürmektedir. Bunun en son örneğini, 2016 yılında FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde yaşadık. 2007 yılında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir genelkurmay başkanı tarafından hükümetimize karşı yayınlanan 27 Nisan e-muhtırası, 28 Şubat postmodern darbesinin devamı niteliğindeki teşebbüslerdir. Türk milleti, en son 15 Temmuz'da olduğu gibi iradesini gasp etmek isteyenlere bundan sonra da asla müsamaha göstermeyecektir. Cumhuriyet kurulduğu günden beri demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü içselleştirmiş olan Türk milletinin, 28 Şubat ya da 15 Temmuz gibi hain girişimlere tolerans göstermeyeceğine yürekten inanıyorum."