Avrasya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Özoran ‘"Depremle Yaşamak’" konulu bir makale kaleme aldı.

Özoran; "Avrasya Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Acil Durum ve Afet Yönetimi Programı’nın Türkiye’nin depremler gibi doğal afetler için risk taşıyan coğrafi bir bölgede olması, olası bir afet durumunda inisiyatif alacak iyi yetişmiş insan gücü açısından büyük önem teşkil etmektedir. Ülkemiz için çok önemli olan bu alanda yetişen öğrencilerimizin istihdamı için kurum ve kuruluşların daha fazla inisiyatif alması gerektiğini düşünüyoruz." dedi.

img-20200128-wa0005.gif
 

Özoran makalesinde şu cümlelere yer verdi:
 

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı veya kısa adıyla AFAD Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı'na bağlı olarak çalışmaktadır. Kurumun temel görev ve amacı Afet öncesi hazırlık ve zarar azaltma, afet esnasında yapılacak müdahale ve afet sonrasındaki iyileştirme çalışmalarının yönetim ve koordinasyonunu gerçekleştirmektir.Türkiye sahip olduğu tektonik, sismik, topografik ve iklimsel yapısı gereği doğal afetlerle sıklıkla karşı karşıya kalan bir ülke konumundadır. Bu afetler Su baskını, sel, çığ, heyelan, yangın vb. ama en önemlisi depremdir. Türkiye deprem aktivitesinin en yoğun görüldüğü bir coğrafyada yer almaktadır. Bu bağlamda yapılması gerekenlerin başında ülkemizde deprem etkinliğinin hassas olarak ortaya koyulabilmesi için eş-zamanlı gözlem yapabilecek yaygın ve yüksek teknolojiye sahip bir deprem izleme ağının ülke çapında hizmet vermesini sağlamaktır. Ülkemiz depremlerde insan kaybı açısından dünyada üçüncü, etkilenen insan sayısı açısından sekizinci sırada. Ortalama olarak her yıl büyüklüğü 5 ile 6 arasında değişen en az bir deprem yaşanmakta. Bölgede gelecekte de olabilecek depremler göz önünde tutularak depreme dayanıklı, bölgenin coğrafi şartları ve yöre halkının kültürel dokusu göz önünde tutularak yeni konutlar yapılmalıdır.


img-20200128-wa0007.gif
 

DÖNÜM NOKTA 17 AĞUSTOS DEPREMİ OLMUŞTUR
 

Doğal afetlerin doğrudan ya da dolaylı olarak neden olduğu maddi ve manevi kayıplar afet yönetiminin ve koordinasyonunun günümüz dünyasında ne kadar titizlikle ele alınması gerektiğinin bir kanıtıdır. Ülkemizde doğal afetlere ilişkin politikalar ilk olarak 1939 Erzincan Depremi sonrası geliştirilmeye başlanmıştır. Türkiye’de afet yönetimi ve koordinasyonu alanında dönüm noktası ise 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’dir. Büyük can kaybına ve geniş çaplı hasara neden olan bu deprem, ülkemizde afet yönetimi konusunun tekrar gözden geçirilme zorunluluğunu acı bir şekilde ortaya koymuştur.Eşgüdüm sağlanması gereken kurumların afetlerle ilgili yetki ve sorumluluklarının yeniden tanımlanması ihtiyacı afet ve acil durumlarda yetki ve koordinasyonun tek bir elde toplanmasını zorunlu kılmıştır.2009 yılında yetki ve sorumluluklar tek bir çatı altında toplanarak AFAD kuruldu. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere müdahale edilmesi ve afet sonrasındaki iyileştirme çalışmalarının süratle tamamlanması amacıyla gereken faaliyetlerin planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi ve etkin uygulanması için ülkenin tüm kurum ve kuruluşları arasında işbirliğini sağlayan, çok yönlü, çok aktörlü, bu alanda kaynakların rasyonel kullanılmasını gözeten, faaliyetlerinde disiplinler arası çalışmayı esas alan iş odaklı, esnek ve dinamik yapıda teşkil edilmiş bir kurumdur.Bu çerçevede; ülkemizde yeni bir afet yönetim modeli uygulamaya konulmuş olup, getirilen bu model ile öncelik ‘‘Kriz Yönetimi’’nden ‘‘Risk Yönetimi’’ne verilmiştir.Günümüzde ‘‘Bütünleşik Afet Yönetimi Sistemi’’ olarak adlandırılan bu model, afet ve acil durumların sebep olduğu zararların önlenmesi için tehlike ve risklerin önceden tespitini, afet olmadan önce meydana gelebilecek zararları önleyecek veya en aza indirecek önlemlerin alınmasını, etkin müdahale ve koordinasyonun sağlanmasını ve afet sonrasında iyileştirme çalışmalarının bir bütünlük içerisinde yürütülmesini öngörmektedir.Ülkemizde yaşanan afetlere karşı hazırlıklı olmak ve afete dirençli bir toplum oluşturmak amacıyla yapılması gereken en önemli faaliyet eğitimlerin sürdürülebilir bir şekilde verilmesi ve vatandaşlar tarafından özümsenmesinin sağlanmasıdır. Afet ve Acil Durum Yönetimi programı ile bu alana katkıda bulunulmaktadır. 
 

UZUNALİ; ACİL DURUM VE AFET YÖNETİMİ PROGRAMIMIZ ÜLKEMİZE ALANINDA KALİFİYE ELEMANLAR YETİŞTİRİYOR
 

Avrasya Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Acil Durum ve Afet Yönetimi Programı Başkanı Öğretim Görevlisi Seda Uzunali ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu cümlelere yer verdi. ‘’Yüksek öğretim kurumlarından ülkemizin ihtiyacı; Afet ve Acil Durum yönetimi alanında kalifiye elemanların yeterli sayıda eğitiminin gerçekleştirilmesidir. Bu noktada Avrasya Üniversitesi SHMYO kapsamında 2014 yılından başlayarak Acil Durum ve Afet Yönetimi programı ile bu alana katkıda bulunmaktadır. Mezunlarımızı belediyelerde, itfaiye hizmet birimlerinde, kamu kurum ve kuruluşlarında enformasyon memuru ve afet-acil durum teknikeri ve yangın astsubayı olarak çalışabilmektedirler. Ancak kurum ve kuruluşlarda ülke ihtiyacına cevap verebilecek sayıda istihdam olanağı bulunmamaktadır. Bu alanda yetişmiş kalifiye elemanlar ile afet ve acil durumlarda koordinasyonun etkinliğinin arttırılması afet esnası ve sonrası süreçleri en etkili şekilde yönetilmesi ve toplumsal farkındalığı arttırarak yaşanacak afetlere sürekli hazır olunmasının sağlanması gerçekleşecektir’’.